ÜYE GİRİŞİ ÜYE OLMAK İÇİN ALTTAKİ LİNK İ TIKLA

6 Temmuz 2011 Çarşamba

RESUN PROVİCE
GİRESUN İLİ TANITIM
giresun 
türkiye giresun
giresun türkiye
giresun resimler
giresun fotoğraflar
giresun amnzaralar
giresun görüntüler
giresun video
giresun spor
giresun ulaşım
giresun iklim
giresun haber
giresun harita
giresun kıyı
giresun liman
giresun fındık
giresun turizm
giresun yurt
giresun pansiyon
giresun otel
giresun konaklama
giresun konut
giresun emlak
giresun daire
giresun lojman
giresun arsa
giresun kiralık
giresun satılık
giresun toki
giresun ekonomi
giresun sanayi
giresun tarım
giresun ticaret
giresun sağlık
giresun hastahanesi
giresun devlet hastahanesi
giresun ssk
giresun iş
giresun valilik
giresun belediye
giresun emniyet
giresun maliye
giresun reklam
giresun nüfus
giresun meb
giresun iş
giresun işkur
giresun eğitim
giresun okul
giresun kurs
giresun lisesi
giresun öğretmen
giresun dodktor
giresun doğa
giresun gezi
giresun tatil
giresun dağları
giresun yaylaları
giresun akarsuları
giresun derneği
giresun yeşilpınar
giresunkültür
giresun sanat
giresun
GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE GİRESUN
 Giresun, Anadolu´nun kuzeydoğusunda, yeşille mavinin kucaklaştığı Karadenizin inci kentlerinden birisidir. Şehir, denize doğru uzanan yarımadanın
 üzerinde yer almaktadır. Yarımadanın karşısında Karadenizin tek adası olan Giresun Adası (Aretias), kentin bir kolyesi gibi durmaktadır. Şehrin nerede kurulduğu ve kimler tarafından iskan edildiği konusu tartışmalıdır.
 Bu tereddüt M.Ö. 350 yıllarına ait kaynaklarda da yer almaktadır. Coğrafyacı Strabon, Farnakia dediği şehrin; bugünkü Giresun kentinin olduğu yerde kurulduğu üzerinde durmuştur. Romalı idareci Arrien Farnakia´nın eski adının Kerasus olduğunu belirtmiş ve buranın Sinoplular tarafından kurulduğunu yazmıştır. Şehir hakkında Roma,
Bizans ve Rum Pontus İmparatorluğu dönemine ait tatminkar bilgiler yoktur. Eski Anadolu tarihi araştırmalarında, şehir ve kasaba tarihlerinde dil incelemeleri sonucunda, bu bölgede M.Ö. 2000´li yıllardan beri Türk varlığının mevcut olduğu anlaşılmıştır. M.Ö. 7.y.y.da İskitlerin Karadenize göç etmesi ile
Oğuz unsurları da bu bölgeye yerleşmişlerdir. Bu bölgede Oğuz boylarından Yazır, Döğer, Avşar, Karkın, Halaç´ların; Akhun, Kuşan, Peçenek, Hazar, Hun, Kıpçak Türklerinin yerleşimi mevcuttur. Karadeniz bölgesinde, ilk ve orta çağlarda, İskit, Kimmerler, Hun, Hazar, Bulgar, Uz, Peçenek göçlerinin sonucu Türk iskanının olduğu, Karadeniz ağızlarının fonetik ve morfolojik yapısıyla birlikte yer adlarından da anlaşılır.
Giresun´un batı yakasındaki Çıtlakkale mahallesinin adının Deliorman ve Selanik civarından gelerek buraya yerleşmiş olan Türk topluluğu Çıtaklardan geldiği, bölgede konuşulan lehçenin ve kültür unsurlarının Çıtak ve Gagavuz Türklerinin ki ile benzerlik gösterdiği görülür. Hitit İmparatorluk dönemi tabletlerine dayanan tarihi kaynaklarda,
 Giresun´un Azzi Bölgesi sınırları içinde kaldığı anlaşılmaktadır. Karadeniz bölgesinde 90´a yakın koloni şehri kuran Miletoslular, Giresun ve Tirebolu şehirlerinin de kurucularıdır. Amaçları bu bölgeyi kendilerine yurt edinmek olmayıp, buraların her türlü yer altı ve yer üstü kaynaklarını sömürmekti. Bu yüzden yerleşim birimlerinin
 korunabilecek kısımlarını alıp buralara yerleşmişlerdir. Çevresinde önemli gümüş ve demir üretim yerleri olan Giresun´a Romalılar tam bir hakimiyet kurmamışlardır. Onların döneminde bu bölgede para basıldığı rivayet edilmektedir. Roma idaresinin ilk dönemlerinde Romalı yazarlardan Ammianus Marcel´e göre Romalı komutan Lucullus buraya geldiğinde yabani kiraz ağaçlarını görmüş ve bu ağacın fidanlarını Roma´ya götürmüştür.
 Bu bilgi kirazın dünyaya Giresun´dan yayıldığı inancının kaynağı olmakla birlikte Roma´da daha önce de kirazın varolduğu belirtilmektedir. Giresun Romalıların ardından Bizanslıların denetimine geçmiştir. Bizans egemenliği döneminde Yunan medeniyetinin büyük bir hızla gelişip yayılmasına karşılık, Yunan soyu gittikçe zayıflamıştır.
Bu sebeple, Bizans İmparatorları, ülkelerinin içerisinde yaşayan ve başka soydan gelen insanları asimle etmeye çalışmışlar ve bu yolda en çok dil ve dinden yararlanmışlardır. Doğu Karadeniz´in ormanlık alanlardaki kabileleri itaat altına almak için ormanlar kesilerek yollar açılmış, yol boylarına muhafız kulübeleri yapılmış, hatta bir miktar Hıristiyan Bulgar Türk´ü de getirilip bölgeye yerleştirilmiştir. Bizanslılar bu yolda çaba harcarken
 705 yılında ilk kez Müslüman Arap orduları bölgeye gelip İslamlığı tanıtmaya başlamıştır. Anadolu Selçuklu Devletine vergi vermeyi kabul eden ve 1244´te Moğolların egemenliği altına giren Trabzon Türklerin bir eyaleti haline gelmiştir. Trabzon´a bağlı bulunan Giresun ve çevresi Moğol nüfuzu altına girmiştir. İşte bu sırada, Oğuzların
 Üçok koluna mensup boylardan biri olan Çepniler; Ordu, Giresun ve Trabzon illeri sınırlarına yerleşmeye başlamışlardır. Bayram Bey, Ordu ve çevresini kontrol altına alan Çepni Türkmenlerinin beyidir. Oğlu Hacı Emir Bey döneminde bu bölgeye "Bayramlu Beyliği" denilmeye başlanmıştır. O da aynı şekilde Trabzon Rum İmparatorluğunu sıkıştırmaya devam etmiş olup, Hacı Emir Beyin Oğlu Emir Süleyman Bey de,
1397´de Giresun´u fethetmiştir. Böylece onun zamanında Giresun ve çevresinin fethi ve Türkleşmesi tam manasıyla sağlanmıştır. Bu beylik iç ve dış çatışmalar sonucu zayıflayıp Sivas Hükümdarı Kadı Burhaneddin´in hakimiyetine girmiş ve dolayısıyla Giresun da bu devletin sınırları içinde kalmıştır. Bugüne kadar yanlış bir kanaat olarak Giresun´un Türkleşmesi Fatih Sultan Mehmet´in 1461´de Trabzonu fethiyle beraber gösterilmiştir.
 Giresun´un Osmanlı Devletine bu tarihte katıldığı doğrudur. Oysa Giresun´un Türkleşmesi 1397´de Bayramlu Çepni Türkmen Beyi Emir Süleyman Beyin Giresun´u fethetmesiyle gerçekleşmiştir. Bu yanlış kanaat yüzünden Giresun´da onun adını taşıyan hiçbir eser bulunmamaktadır.
Dolayısıyla Giresun´un ilk fatihi tanınmamaktadır. Yüzölçümü : 6.934 km² Nüfus : 417.505 Merkez Nüfusu : 113.936 İl Trafik No : 28 Coğrafi Konumu : Karadeniz Bölgesinin Doğu Karadeniz Bölümü’nde yer alan Giresun İli, 370 500 ve 390 120 doğu boylamları ile 400 070 ve 410 080 kuzey enlemleri arasında bulunmaktadır.
 İl, doğusunda Trabzon ve Gümüşhane, batısında Ordu, güneyinde Sivas ve Erzincan, güneybatısında yine Sivas illeriyle komşu olup, kuzeyi Karadeniz ile kuşatılmıştır. Giresun İli, 6.934 km2 lik alanı kaplamaktadır. Şehir, Aksu ve Batlama Vadileri arasında denize doğru uzanan bir yarımada üzerinde kurulmuştur. Şehrin ilk kuruluş yeri Batlama deresi ağzındaki Çıtlakkaledir . Doğu ve batı sahilleri doğal plaj görünümündedir ve sahilin
 1 mil açığında Doğu Karadeniz ‘in tek adası olan Giresun Adası (Aretias) şehrin boynunda bir inci kolye gibi durmaktadır. Yeryüzü Şekilleri : Giresun yeryüzü şekilleri bakımından engebeli bir görünüşe sahiptir ve dağlar, vadiler ve dik kıyılar geniş yer kaplamaktadır. Karadeniz kıyısı boyunca uzanan oldukça dar ve alçak düzlüklerden oluşan bir kıyı şeridi ile güneyde Kelkit Çayı Vadisi arasını kaplayan Giresun Dağları şehrin yeryüzü şekillerinin çatısını meydana getirir.
Kıyıdan 50-60 km içeride, kıyıya paralel olarak yükselen bu dağların ortalama yüksekliği 2000 m. dir. Bazı yerlerde 3000m.’yi aşan Giresun Dağları’nın en önemli yükseltileri şunlardır: Abdal Musa Tepesi (3.331m.), Cankurtaran Tepesi (3.278 m.), Gâvur Dağı Tepesi (3.067 m.), Küçükkor Tepesi(3.044 m.),
 Karagöl Dağları üzerindeki Karataş Tepesi (3.107 m.) ve Kırkkızlar Tepesi (3.040 m.). Kıyıya paralel olarak yükselen bu dağlar üzerinde, kıyı ile iç kesimler arasındaki ulaşım, Şehitler (2.350 m.), Eğribel (2.200 m.) geçitlerinden, Kurtbeli Mevkii’(1760 m.)nden ve İlçelerimizin Yayla yollarından sağlanır. Şebinkarahisar, Alucra ve Güce ilçelerini içine alan ve daha az engebeli olan güney kesiminde ortalama yükseklik 1000-1500 m. civarında olup arazi Kelkit Vadisine doğru eğimlidir. Giresun’un güneyini kuşatan dağlar kuzeye ve güneye doğru alçalarak belirli yerlerde düzlükler oluşturur. 1750-2200 m. Yükseklikteki bu düzlüklerde pek çok yayla vardır. Giresun Dağları üzerindeki bu yaylaların başlıcaları Kümbet, Kulakkaya, Bektaş, Tamdere,
Karagöl, Eğribel, Kazıkbeli, Çakrak, Paşakonağı, Karaovacık ve Sisdağı yaylalarıdır. Akarsular ve Göller : Giresun İlinin Kuzey bölümünde, Giresun Dağları ile Kuzey Anadolu Dağları’nın bazı kesimlerinden doğan çok sayıda akarsu vardır ve bu nedenle kıyı şeridi sık vadiler ağıyla yarılmıştır. Yükseklerden doğarak Karadeniz’e ulaşan sular yaz kış debi farkı gösterirler.
Başlıcaları şunlardır: Aksu: Karagöl Bölgesinden doğup Merkez İlçenin Doğu sınırından Karadeniz’e dökülen ırmağın uzunluğu 60 km.dir. Harşıt Çayı: Kaynağını Gümüşhane Dağlarından alan Harşıt Çayı 160 km.dir ve üzerinde Doğankent Hidroelektrik Santralleri vardır. Tirebolu İlçesinin doğusunda denize dökülür. Gelevera Deresi: Espiye’nin doğusundan denize dökülen
Gelevera Deresinin uzunluğu 80 km.dir. Yağlı Dere : Erimez Dağlarından doğar ve Espiye’nin batısından denize dökülür. Uzunluğu 70 km.’dir. Pazarsuyu : Karagöl ve Yürücek Bölgelerinin sularının birleşmesiyle oluşur ve Bulancak’ın batısından denize dökülür. Uzunluğu 80 km.dir. Batlama Deresi: Çaldağ’ın batı yamacının güneyinde
Bektaş Yaylasından doğar ve Merkez İlçenin batısında denize dökülür. Uzunluğu 40 km.dir. Giresun’daki arazi yapısı göl oluşumuna uygun olmadığından büyük göllere rastlanmaz. Ancak dağların tepelerinde bazı buzul gölleri bulunmaktadır. Bunların en önemlisi Giresun, Ordu ve Sivas İllerinin birleşme noktasına yakın Karagöl Dağlarının doruğundaki Karagöl krater gölüdür. Yaklaşık 3000 rakımında bulunan
 Karagöl çevresinde yaz aylarında bile kar ve buz parçaları bulunur. Çevresinde geniş otlaklar bulunduğu için kuzu besiciliği yapılır. Giresun’da Karagöl’den başka bilinen Sağrak Gölü vardır ve daha ufak bir göldür. İklim : Giresun’un yer aldığı Doğu Karadeniz Bölgesi, Ülkemizin en çok yağış alan bölgesidir. Bölgenin orta kesiminde, Giresun Dağları’nın kuzey yamaçlarına yayılan ve bir bölümü ile de Kelkit Havzasına sarkan il alanında değişik iklim özellikleri görülmektedir.
 İlin büyük bölümünü kaplayan Karadeniz’e bakan kısmı ılık ve yağışlı iklim özellikleri gösterirken; Kelkit Havzasına giren bölümü kara iklimi özellikleri göstermektedir. Kuzey kısmında yazlar serin, kışlar ılık geçer, yağış dört mevsime dağılır. Yıllık yağış ortalaması 1300 mm’yi aşar. Yükseklere bol kar düşer. Giresun Dağları’nın güneyi ise Orta Anadolu iklim karakterini gösterir.
Yazlar sıcak ve kurak, kışlar soğuk ve yağışlıdır. Yağış ortalaması 500-700 mm. civarındadır. Giresun İl Merkezinde yıllık ortalama sıcaklık 14.2 C0 ‘dir. Bu zamana kadar kaydedilen en yüksek sıcaklık Ekim ayında 37.3 C0, en düşük sıcaklık ise Şubat ayında –9.8 C0 olmuştur. Gündüz-gece ve yaz-kış ısı farkı fazla değildir. Güney kesimde yıllık ortalama sıcaklık daha düşük gündüz –gece ve yaz-kış ısı farkı daha büyüktür. Ortalama deniz suyu sıcaklığı
16.9 c dir. En yüksek deniz suyu sıcaklığı 24-25 derece arasında değişir. Giresun merkezinde yıllık ortalama nisbi nem 176’dır. Nisbi nemin en yüksek olduğu ay %81 ile mayıs ayıdır. Şebinkarahisar ilçesinde yıllık ortalama nisbi nem %61 olup, nisbi nemin en yüksek olduğu ay %71 ile aralık ayıdır. Giresun il merkezinde yıllık ortalama yağış miktarı 1295 mm’dir. Kıyı kesiminde Tirebolu 1759..8 mm yıllık ortalama yağışla başta gelir. Şebinkarahisar ilçesinde ortalama yağış miktarı 56.313’tür.
Bu miktar Alucra’da 43.913 ve Çamoluk ‘ta 382.1’dir. Merkezde ortalama karla örtülü günler sayısı 10.8 ve en fazla kar kalınlığı ve karla örtülü günler sayısı en fazla ilçe Tirebolu’dur. Şebinkarahisar İlçesinde karla örtülü günler sayısı 77.9 ve kar kalınlığı 115 cm.dir. Bitki Örtüsü : Giresun iklimi bitkilerin yaşayıp gelişmesine çok elverişli olduğundan
il yüzölçümünün %35’ini kaplayan ormanlar deniz kıyısından başlayarak 2000 m. Kadar yükselir. Bölgenin karayele açık olması bitki örtüsünün gür olmasını sağlar. Bölgede kültür bitkileri olarak fındık, mısır, patates, fasülye, fiğ, çay, tütün ve turunçgillerle çeşitli sebzeler ve meyveler yetiştirilmektedir.
 Bol yağış alan kuzey kesimde bitki örtüsü zengindir. Bu kesimde 600 metre yüksekliğe kadar fındık ve diğer meyve ağaçları ile genellikle yapraklarını döken ağaçlar yer alır. Bu arada kızılağaç, akçaağaç, kayın, gürgen, meşe, ıhlamur, kestane gibi ağaçlar sayılabilir. 800-2000 m.yükseklik arasında sarıçam, ladin, dışbudak, köknar gürgen, meşe gibi ağaçlara rastlanır. 2000 metreden yukarıda genellikle alpin, nebatlar görülür. Boylu orman ağaçları altında genellikle ormangülü, çalıçileği, ılgın, karayemiş, defne ve şimşir gibi bodur ağaçlar bulunur. Toprak üstü florası ise sürünücü otsu ve soğanlı bitkiler ile mantarlardan teşekkül eder. Bunlardan başlıcaları böğürtlen,
şerbetçiotu, buğdaygil ve baklagillerden türlü çayır otları, eğreltiotu, çuha çiçeği, düğün çiçeği, yabani çilek, basurotu, hodan, ısırgan, at kuyruğu, kuzu kulağı, geven, kekik, nane, dikenler, çeşitli yosunlar, kardelen, zambak, sahlep, süsen, sıklamen ve zehirli zehirsiz birçok mantarlardır. Giresun’da bitki örtüsünün yaygınlığına ve tümüne bağlı olarak değişik kesimlerde çeşitli yaban hayvanları bulunmaktadır. Bunlardan bazıları kurt, çakal, yaban domuzu,
 bıldırcın, yabani ördek, yabani kaz, kuğu kuşu, kartal, atmaca akbaba, keklik, sülün, keçi, karaca ve birçok diğer av hayvanları yörede bulunur.